Gezgin ile Bezgin

                                                                               GEZGİN İLE BEZGİN

                                                                               4. Bölüm - Gaziantep

Bezgin: “Bilemedim kıymetini kadrini, hata benim günah benim suç benim” (sözleriyle başlayan türküyü söylemektedir.)

Gezgin: Bezgin ne güzeldi öyle Kırşehir’in köy kahvaltısı… Bazlama, köy biberi, domatesi… Annenin ellerine sağlık. Sabah erkenden kalkmış kadıncağız, bir sürü şey hazırlamış. Çok zahmet verdik. Keşke otelde kalsaydık hem termale de girmiş olurduk böylelikle…

Bezgin: (Bezgin türküye devam etmektedir. Sesini yükselterek ve ağlamaklı bir sesle) Bilemedim kıymetini kadrini…

Gezgin: Dur ağlayıp sızlanma Bezgin. Hasret gidermiş oldun işte sen de, kötü mü ettik?

Bezgin: Beni köyümde bıraksaydın da dönüşte alsaydın ya!..

Gezgin: Ama Gaziantep de bizim memleketimiz, hem sana çok güzel bir haberim var. Lahmacunlar şirketten, doyana kadar yiyebilirsin, yanında da şalgam.

Bezgin: Ya baklava, baklava…

Gezgin: Tamam, baklavalar da benden.

Bezgin:  Antep’in hamamları sallanır külhanları

Hoşgör mahallesinin dip dibedir damları

Çiğ köftenin adına baklavanın tadına…

Gezgin: Çiğ köfteyi sıra gecesi etkinliğinde dinleyicilerimizle paylaşacağız.

Bezgin: Kaç saat sonra Gaziantep ‘te oluruz peki? Biraz kestirsem…

Gezgin: Yaklaşık 8 saat sürüyor yol. Yani akşam saatlerinde Gaziantep te oluruz. Öğle yemeği yemeyecek misin peki?

Bezgin: Anamın bazlaması akşam yemeğine kadar tok tutar beni.

Gezgin: İner inmez de lahmacun şalgam ve baklava…

Bezgin: Oh! Yeme de yanında yat. Haydi ben de şuraya kıvrılayım o zaman, akşam yapılacak çok şey var anlaşılan.

Gezgin: Bezgin haydi kalk geldik güzel ilimiz Gaziantep’e.

Bezgin: Hıh. Geldik mi? Gazi…antep, eski ve halk arasındaki adıyla Antep, Türkiye’nin en kalabalık sekizinci şehri. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde sanayi ve gelişmişlik bakımından birincidir. Ayrıca Gaziantep, Türkiye'nin hala yaşanılan en eski kenti olup dünyanın da hâlâ yaşanılan en eski kentlerinden biridir. Bunların yanında Gaziantep, Türkiye ihracatında da çok önemli bir yer tutar.

Gezgin: Dur Bezgin, bu ne hız böyle, daha yemek yemedik.  Şu karşıdaki lokantadan bir lahmacun yiyelim de kendine gel.

Bezgin: Olur ama yanına da acılı bir şalgam şöyle…

Gezgin: Olur Bezgin, ayıp ettin.

Gezgin:  Oh, işte şimdi yeme de yanında yat.

Bezgin: Selamunaleyküm.

Esnaf: Ve aleykümselam. Buyrun abi, şöyle buyrun.

Bezgin: Lahmacun Gaziantep’te yenir dediler, Ankara’dan çıkıp geldik.

Garson: Hoş gelmişsiniz, şöyle alayım sizi.

Bezgin: Bize şöyle acılı lahmacun… 20 tane, bir de büyük çoban salata, iki de acılı şalgam.

Gezgin: Ne yaptın Bezgin! 20 lahmacun çok, 5-6 lahmacun yeter bize.

Bezgin: Ankara’daki ekibe de götüreyim, dedim ya…

Gezgin: Haklısın… Onların da canı çeker, ama dönerken alalım. Bayatlamasın.

Bezgin: Sen 10 tane yap kardeş, 7 tane sadece ben yerim.

Gezgin: Siz bize 10 lahmacun yapın, kalmasın sonra. Bezgin, tamam mı?

Bezgin: Hı hı tamam da ne zaman gelecek lahmacunlar?

Gezgin: Daha şimdi söyledik, sabret biraz.

Bezgin: Ya çok acıktım ben.

Gezgin: Kendi kendine say Bezgin.

Bezgin: 1, 2, ,3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10…

(Saat sesi: tik tak tik tak)

Garson: Buyrun, lahmacunlar ağzınıza layık abi.

Gezgin: Elinize sağlık, enfes görünüyorlar.

Bezgin: Ben başlıyorum. (Hızlı hızlı yeme sesi)

Gezgin: Değerli dinleyicilerimiz, şimdi Gaziantep’in en ünlü lokantalarından birindeyiz. Elbette burada Gaziantep yemek kültürüne ait birçok yemek yapılıyor, ama bizim canımız lahmacun çekti. Şimdi sizin adınıza lahmacunların tadına bakarken size de kısa bir Antep türküsü dinletmek istiyoruz.

Bezgin: Ne güzel yapmışlar. Oh be! Allah olmayanlara da versin. Biraz dilim yanıyor acıdan ama üzerine baklava yersek geçer herhalde.

Gezgin: Amin. Antep aynı zamanda baklavalarıyla da ünlüdür. Baklavalar 40 kat yufka açılarak yapılır. Bezgin baklavadan sonra kentin tam merkezinde yani 250 metre ileride olan tarihî Gaziantep Kalesini gezelim. Ardından kalenin güneyinde yer alan tarihî Naib Hamamında bir kese atalım ha, ne dersin?

Bezgin : Valla bana uyar sonunda yumuşacık uyuyacağız ya.. O da bana yeter bu hafta.

Gezgin: Sabah da erken kalkacağız. Kahvaltından sonra ilk işimiz Zeugma Mozaik Müzesi’ne gitmek olacak. Sonra…

Bezgin: Gezgin…

Gezgin: Sonra pek çok yer gezeceğiz…

Bezgin: Gezgin…

Gezgin: Gaziantep’te… Efendim Bezgin.

Bezgin: Saatini bir kontrol et istersen.

Gezgin: Aaa! Vaktimiz dolmuş. Değerli dinleyiciler, bu hafta da bize ayrılan sürenin sonuna gelmişiz. Acaba nasıl oldu merak ediyorum, sevgili dinleyenler. Ne diyorsun bu işe Bezgin?

Bezgin: Ben bir şey yapmadım.

Gezgin: Evet, sevgili dinleyenler, duydunuz Bezgin’in hiç suçu yok. Tüm suç benim. Size Gaziantep’i anlatamadan süremiz doldu. Bu yüzden Urfa’ya geçerken otobüste Gaziantep’i size Bezgin anlatacak.

Bezgin: Uyuyacaktım ama ben.

Gezgin: Uyumak yok sana.

Garson: Baklavalar geldi abi.

Bezgin : Baklavalar geldi.

Gezgin: Tamam Bezgin… Sevgili dinleyenler bir sonraki bölümümüzde buluşmak üzere…

Bezgin: Hoşça kalın…

Gezgin: Hoşça kalın…

                                                                               -4.Bölüm Sonu-