Canlı Yayın
Dinlediğini Paylaş

Gezgin ile Bezgin

                                                                               GEZGİN İLE BEZGİN                                                                              

                                                                                 5. Bölüm - Şanlıurfa 

Gezgin: Uyan Bezgin uyan.

Bezgin: Ne oldu? Geldik mi Urfa’ya!

Gezgin: Hayır, ama çok az yolumuz kaldı.

Bezgin: O zaman niye uyandırıyorsun beni Gezgin!

Gezgin: Unuttuğumu mu sandın Bezgin?

Bezgin: Neyi?

Gezgin: Neyi olacak, geçen hafta seni yüzünden Gaziantep’i anlatamadan bitti ya süremiz…

Bezgin: Niye benim yüzümdenmiş?

Gezgin: Ha bire uyuyorsun ve yemek yiyorsun Bezgin! Geçen bölümde lahmacun, baklava derken Gaziantep’i anlatmaya vaktimiz kalmadı, (kinayeli) hatırlarsan.

Bezgin: Ha… Onu diyorsun.

Gezgin: Evet, onu diyorum Bezgin. Hatırladın mı şimdi?

Bezgin: Hatırladım, hatırladım.

Gezgin: O zaman Urfa’ya giderken Antep’i anlatacağını da hatırlıyorsundur.

Bezgin: Hatırlıyorum.

Gezgin: İyi o zaman, Urfa’ya inmeden anlat bakalım Gaziantep’i, yarım kalmasın.

Bezgin: Anlatırım, ne var ki!

Kasım: Gezgin, Bezgin! Yayına giriyoruz, haydi.

Bezgin: Hımm… Nerde kalmıştık? Gaziantep… Hımm… İlk uygarlıkların doğduğu Mezopotamya ve Akdeniz arasında bulunan Gaziantep, güneyden ve Akdeniz’den doğuya, kuzeye ve batıya giden yolların kavşağındadır. Tarihi İpek Yolu’nun buradan geçmesi uygarlık tarihine ve bugüne yön vermiş ve Gaziantep her dönemde kültür ve ticaret merkezi olma özelliğini korumuştur.

Gezgin: Aferin, aferin. Çok şaşırttın beni Bezgin.

Bezgin: Daha yeni başladım, dur Bezgin. Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinden Zeugma gibi birçok antik yerleşim alanlarının kalıntıları da günümüze kadar ulaşmıştır. Selçuklular, Memlüklüler ve Osmanlılar dönemlerinde çok sayıda cami, medrese, han ve hamam yapılmış, kent aynı zamanda üretim, ticaret ve el sanatları yönünden de ilerlemiştir. Günümüzde dahi bu han ve hamamlar işlevini  korumakta, ticaretin ve özellikle de eşine rastlanmayan zengin el sanatlarının yaşatıldığı yerler olarak faaliyetini sürdürmektedir.

Gezgin: Yürü be Bezgin.

Bezgin:  I. Dünya Savaşı’ndan sonra işgal edilen Antep, akıllara durgunluk veren savunması ve eşsiz kahramanlığı ile bütün dünyada hayranlık uyandırmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Antep’e bu başarısından dolayı 1921’de tarihinde “Gazi”lik ünvanı vermiştir.

Gezgin: Daha başka.

Bezgin: Fırat nehrinin sularıyla beslenen Gaziantep; Antepfıstığı, zeytin, pamuk, üzüm, kırmızıbiber keten gibi ekonomik değeri yüksek sanayi bitkileri ile mercimek, buğday ve arpa gibi hububat ürünleriyle zengin bir tarım yöresidir. Ayrıca; Gaziantep Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin tüm ürünlerinin işlendiği, iç ve dış pazara sunulduğu bir sanayi ve ticaret merkezidir. 4 tane Organize sanayi bölgesi, birçok sanayi alanları küçük sanayi siteleri ve serbest bölgesi ile ekonomi ve sanayide çok önemli bir noktadadır. Ayrıca tüm dünya mutfakları arasında ayrıcalıklı bir yere sahip olan, yüzyıllar boyunca geleneklerinin ve yöresel özel damak lezzetinin zenginliğini koruyan Gaziantep Mutfağı, Gaziantep turizminde önemli bir yere sahiptir.

Gezgin: Müthişsin Bezgin. Bazen çok şaşırtıyorsun beni. Hiç beklemediğim anda öyle şeyler anlatıyorsun ki… Hem hangi ara çalıştın sen bunları, rüyanda Gaziantep’i mi gezdin ne yaptın?

Bezgin: O da benim sırrım olsun.

Muavin: Sayın yolcularımız, yolculuğumuz burada sona ermiştir. Bizi tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz.

Bezgin: Urfa’nın etrafı dumanlı dağlar aman aman…

Gezgin: Ne güzel söyledin Urfa ilimizin en meşhur türküsünü… Urfa deyince iki şey aklıma gelir benim, biri bu türkü diğeri de Balıklıgöl.

Bezgin: Urfa kebabını ve çiğ köfteyi de unutmayalım…  Yönümüzü şaşırmayalım.

Gezgin: Yönümüzü Gaziantep’te hiç şaşırmadık ya, onun gibi mi diyorsun Bezgin?

Bezgin: Hı… Ne diyorduk, Şanlıurfa, eski ve halk arasındaki kısa adıyla Urfa, Türkiye'nin güzide bir ilidir.

Kurtuluş Savaşında gösterdiği başarının hatırasından dolayı 1984 yılında "Şanlı" unvanını almıştır.

Şanlıurfa'nın 13 ilçesi vardır ve Türkiye'nin en büyük yedinci ilidir.

Gezgin: Tamam Bezgin çok güzel çalışmışsın. Gaziantep’i anladım da, Şanlıurfa’ya ne zaman çalıştın, ne ara ezber yapıyorsun sen bakayım bu kadar?

Bezgin: Bu bir birikim, entelektüel bir alt yapı ve emek.

Gezgin:  Az önce elinde gezi rehberini görmesem inandıracaktın bizi.

Bezgin: Oradan bilgilerimi tazeliyorum yalnızca…

Gezgin: Biraz daha tazele sen o zaman.

Bezgin: Urfa’ya geldik. Böyle duracak mıyız burda? Bir şeyler yapalım.

Gezgin: Ne mesela Bezgin?

Bezgin: Kahvaltı yapalım. Bakalım Urfa’da kahvaltı nasıl oluyor? Sonra da acılı bir Urfa kebabı yanına da ayran nasıl güzel gider! Of, acıkmışım ya.

Gezgin: Dur Bezgin dur, ne yaptın! Hem kahvaltı hem Urfa kebap, harap olursun harap!            

Bezgin: Ağır mı olur diyorsun Gezgin?

Gezgin: Ağır olur tabi. Urfa kebabını öğlen yeriz, Balıklıgöl’e gittikten sonra…

Bezgin: Olur o zaman öyle yapalım.

Gezgin: Ah Kazancı Bedih ah! Toprağın bol, mekânın cennet olsun.

Bezgin: Kahvaltı çok güzeldi Gezgin. Teşekkür ederim.

Gezgin: Afiyet olsun Bezgin.

Bezgin: İyi ki Balıklıgöl’e geldik. Çok merak ediyordum ben.

Gezgin: Şanlıurfa şehir merkezinin güneybatısında yer alan ve İbrahim Peygamberin ateşe atıldığında düştüğü yer olarak bilinen bu iki göle, kutsal balıkları ve çevrelerindeki tarihi eserler ile Şanlıurfa'nın en çok ziyaretçi çeken yerlerindendir. Buranın adı Balıklıgöl ama burada iki göl var biliyorsun değil mi?

Bezgin: Biliyorum tabi… İbrahim Peygamber, putlara tapmamaları için devrin zalim hükümdarı Nemrut ve halkla mücadele etmeye, her şeyin yaratıcısının Allah olduğuna onları ikna etmeye çalışır. Bu uğurda babasının ve tabii ki Kral Nemrut'un da taptığı putları kırar ve Nemrut tarafından bugünkü Urfa Kalesinin bulunduğu tepeden ateşe atılır. Bu sırada Allah tarafından ateşe "Ey ateş, İbrahim'e karşı serin ve selamet ol" emri verilir. Bu emir üzerine, ateş suya, odunlar da balığa dönüşür. Hazreti İbrahim bir gül bahçesinin içerisine sağ salim düşer. Hazreti İbrahim'in düştüğü yer Halil-ür Rahman gölü olur. Rivayete göre Nemrut'un kızı Zeliha da İbrahim Peygambere inandığından kendisini onun peşinden ateşe atar. Zeliha'nın düştüğü yerde de Ayn-ı Zeliha gölü oluşmuştur.

 

Bezgin: Her iki göldeki balıklar halk tarafından kutsal kabul edilerek yenilmemekte ve korunmaktadır. Eski bir rivayete göre, Anadolu toprakları işgal edilirse bu kutsal balıklar asker olup savaşa katılacak deniliyor. Kutsal balıklara bu yüzden askerbalık da deniliyor.

Gezgin: Çok güzel burası değil mi Bezgin?

Bezgin: Evet, çok güzel. Ama ben acıktım.

Gezgin: Dur biraz. Daha Urfa Kalesini, Göbeklitaş’ı anlatacağız.

Bezgin: Anlatamayız.

Gezgin: Niye çalışmadın mı?

Bezgin: Hayır çalıştım tabii ki.

Gezgin: Hadi anlat o zaman!

Bezgin: Göbeklitaş son dönemde çok önem kazandı diyebiliriz. Hatta tarihi değiştirebilecek bulgulara rastlandı. Meraklandınız mı sevgili dinleyenler? Haftaya size ilk bunu anlatalım. Çünkü süremiz bitti.

Gezgin: Ha sen bunu mu demek istedin, anlatamayız derken. Kusura bakma Bezgin. Evet sevgili dinleyicilerimiz, biz Şanlıurfa’yı gezip eşsiz lezzetlerini tadarken sizi bir Urfa türküsüyle daha baş başa bırakıyoruz. Haftaya başka bir ilimizde buluşmak üzere.

Bezgin: Allahaısmarladık sevgili dinleyenler. Gezgin, Gezgin! Hadi yemek yiyelim.

                                                                              -5. Bölüm Sonu-

PAYLAŞ
DEĞERLENDİRİN
YORUM YAP