
Karagöz ve Hacivat ile Atasözlerimiz
5. BÖLÜM
KARAGÖZ: Heh heh he… Hah hah ha…
HACİVAT: Aman Karagöz'üm, bu ne neşe böyle! Nasılsın?
KARAGÖZ: İyiyim Hacı Cavcav! Heh heh he… Hah hah ha…
HACİVAT: Hayrola, kendi kendine niye gülüp duruyorsun?
KARAGÖZ: Başıma gelenleri düşündükçe gülmeden edemiyorum. Heh heh he…
HACİVAT: Hah hah ha! Demek seni bu kadar çok güldürecek kadar tuhaf şeyler oldu yahu…
KARAGÖZ: Pataklarım ha, sen gülme!
HACİVAT: Canım neden gülmeyeyim, başına komik bir iş gelmedi mi?
KARAGÖZ: Köftehor, daha beni dinlemeye başlamadan neye gülüyorsun?
HACİVAT: Tamam Karagöz’üm, kızma sen, gülmüyorum bak. Haydi, sen ne oldu, onu anlat?
KARAGÖZ: Biliyorsun, Ramazan gelince benim dededen kalma davulu çıkarıyorum.
HACİVAT: İyi yapıyorsun Karagöz'üm! Davulsuz Ramazan, tuzsuz yemeğe benzer.
KARAGÖZ: İyi ya, her Ramazan ilk günden gümbürdetirim ki davulu Ramazan şenlensin.
HACİVAT: Aferin, eline koluna sağlık! Sonra?
KARAGÖZ: İki de bir lafa girip durma, sinirlerimi zıplatma! Dinleyeceksen çeneni kapat Hacı Cavcav!
HACİVAT: Hıh… Kapattım!
KARAGÖZ: Dün de davulumu sırtlayıp düştüm yollara... Mahallenin en aşağısından başladım çıktım yukarılara… Salladım tokmağı, söyledim maniyi. Ramazan geldi hoş geldi, salladım tokmağı.
HACİVAT: Aman çal davulu Karagöz'üm, çal ki şu güzel Ramazan âdetimiz unutulmasın!
KARAGÖZ: Pataklarım ha, yine çenen açıldı!
HACİVAT: Canım efendim, biliyorsun benim çenem biraz düşük, konuşmadan edemiyorum.
KARAGÖZ: Sen huyundan vazgeçmezsin. Beni de sinir edersin. Neyse… Davulun sesi bir güzel çıkıyor ki Hacı Cavcav, değme keyfime gitsin!
HACİVAT: Oh oh, maşallah, gelsin bahşişler!
KARAGÖZ: Bahşişler geldi de... Evin birisinde başıma bilsen ne işler geldi.
HACİVAT: Aman Karagöz'üm, yanlışlık mı oldu?
KARAGÖZ: Yanlışlık falan olmadı da... Huysuz Haydar beyin kapısında işler karıştı. Evde sesler
var, bekle bekle bahşiş yok.
HACİVAT: Efendim yoksa geç öteki kapıya... Herkes zorla para vermek zorunda değil ki...
KARAGÖZ: Bana bak, alamadığım bahşişleri sonra senden isterim ha! Köftehor, vermeyeceklerse önceden söylesinler de boşuna tokmak sallamayayım.
HACİVAT: Sen de haklısın Karagöz'üm! Pekâlâ, bekleyince ne oldu?
KARAGÖZ: Ne olacak, ben davul çalmaya devam ettim. Ettim de üstüme pencereden bir kova suyu boşalttı Huysuz.
HACİVAT: Çok ayıp etmiş, acaba bir şeye mi sinirlenmiş?
KARAGÖZ: Meğerse Ramazan ayına daha 7 ay varmış Hacı Cavcav!
HACİVAT: Canım olsun, şimdiden haber veriyorsun, hazırlık yaparlar işte. Hemen öyle bir kova su mu boşaltılır insanın kafasına bu soğuk havada!
KARAGÖZ: Hay hay, boşaltılmaz ya... Yanıma yedek kıyafet de almamıştım, az kalsın zatürre olacaktım.
HACİVAT: Vah vah vah! Pekâlâ, sen ne yaptın?
KARAGÖZ: Ben de inadına inadına davulu kapıda çalmaya devam ettim tabi.
HACİVAT: İyi yapmışsın Karagöz’üm de davulun ıslanmadı mı, nasıl çaldın?
KARAGÖZ: Önce ıslanmamıştı. Çalıp söylediğim mâniyi duyunca kafama bir kova daha su boşalttı.
HACİVAT: Ne mânisi söyledin bakayım?
KARAGÖZ: Memduh beyin yarım kaldı uykusu,
Sardı yine bahşiş korkusu,
Ramazana yedi ay kaldı diye
Başıma döktü bir kova su.
HACİVAT: Allah iyiliğini versin Karagöz'üm! Âlem adamsın. Da… Bir şey soracağım sana. Ramazan başladığını nerden çıkardın sen?
KARAGÖZ: Mahallede herkes Ramazan geliyormuş diye konuşuyordu.
HACİVAT: Hah hah ha… Heh heh he…
KARAGÖZ: Ne gülüyorsun Hacı Cavcav!
HACİVAT: E, doğru demişler Ramazan bugün geldi.
KARAGÖZ: Dalga mı geçiyorsun Hacı Cavcav! Kırarım kafanı! Hani daha yedi ay vardı.
HACİVAT: Var Karagöz’üm daha yedi ay var. Ama bu gelen on bir ayın sultanı değil, bizim bakkalın oğlu Ramazan. Askerliği bitirip terhis oldu ya.
KARAGÖZ: Öyle mi ya?
HACİVAT: Öyle ya Karagöz’üm. Ne demiş atalarımız? Acele işin sonu pişmanlık… Neyse ki çok pişman olacağın bir hadise olmadı. Hem bilmiyor musun Ramazan gelmeden camilerin kandilleri yanar, mahyalar asılır Karagöz’üm.
KARAGÖZ: Yine yanlış anlamışım desene.
HACİVAT: Yine yanlış anlamışsın. Neyse, sen beni güldürdün Allah da seni güldürsün.
-5.Bölüm Sonu-