Canlı Yayın
Dinlediğini Paylaş

Kitap Ayracı

                                                                              KİTAP AYRACI

                                                                            -Radyo Tiyatrosu-

                                                                                  14.BÖLÜM

(Sahaf dükkânının kapısı açılır. Alper içeri girer, birkaç adım atar ve somyanın üzerine oturup konuşmaya başlar.)

Alper: Yine sessizce gittin demek. Gittin ve beni bu hayalde kendi hakikatinle baş başa bıraktın.

(Birden odanın bir yerinden telefon sesi gelir. Alper şaşkınlıkla etrafına bakınır ve yazı masasında, daktilonun yanında çalan ve zilinin şiddetiyle titreyen ahizeli siyah telefonu görür. Heyecanla somyadan kalkar ve masanın başına gider, sandalyeyi çekip oturur ve elini yavaşça telefona götürür. Telefon hala çalmaktadır. Kısa bir tereddüdün ardından telefonu yavaşça kaldırır ve kulağına götürür.)

Yazar: Benden çıkıp nereye gidiyorsunuz? Gidebileceğiniz başka bir yer yok. Mecbur döneceksiniz. Aklımın ve kalbimin derinliklerinde, o ücra köşelerde, benim dahi bilmediğim o bitimsiz labirentlerde dolaşsanız da ayaklarınızın sizi getireceği yer, kitap ve zamanla dolu bu küçük oda.

Alper: Böyle olmadığını ikimiz de biliyoruz. Beni kandıramazsınız. İstersem kalırım orada ve siz bile bulamazsınız beni. Kaybolursunuz. Zihninizde oluşturduğunuz bu küçük oda o yer altı şehrinin sadece küçük bir kısmı.

Yazar: Ya siz de kaybolursanız?

Alper: Kaybedecek neyim var?

Yazar: Hayatınız?

Alper: Mürekkeple ruh bulan ve aslında olmayan bir hayat.

Yazar: Ruhunuz var, siz de varsınız o halde.

Alper: Bir oyun kahramanıyım ben, ruhum da sizden bir parça işte. Hepsi bu.

Yazar: Yine de kaybetmek istemezsiniz. Hem, ya döndüğünüzde bu küçük radyo oyunu olmazsa, boşlukta kalan bir ses olursunuz sadece.

Alper: Bu küçük radyo oyunu bitse de bu oda sizin zihninizde olacak. Silemezsiniz onu. Böyle bir niyetiniz de yok zaten, biliyorum. Mesele şu ki, insan bilmediği şeylerden korkar. Bilmediğiniz taraflarınızla yüzleşmekten korkuyorsunuz. Bende açığa çıkacaklarını sanıyorsunuz. Bilmediğiniz o en derindeki hayallerinizle, yapamadıklarınızla, korkularınızla karşılaşacaksınız diye ödünüz kopuyor.

Yazar: Keşke bu kadar çok şey bilmeseydiniz. Ben de Yusuf gibi arada bir gelirdim yanınıza, daha başka şeylerden konuşurduk.

Alper: Ama yine de bu telefonu buraya bırakıp gittiniz.

Yazar: Gramofon, radyo ve eski bir televizyon… Bunlara müdahale edebilirsiniz. Hatta Yusuf’a da müdahale edebilirsiniz. Ama telefon öyle değil. Başka bir zamanı yaşayan biri sizin yaşadığın zamanına giriverir birden ya da sizi kendi zamanına alıverir. Size böyle bir ses lazımdı. Yani daktilonun sesinin haricinde başka bir ses…

Alper: Sadece bana mı?

Yazar: Bana da lazımdı, evet. Bu yüzden hattın diğer ucu benim odamda. Uzun zaman önce yaşlı bir adamdan almıştım bu telefonları. Bir kış gecesi ışıkları tek tük yanan bir tüp geçitten yolun karşısına geçiyordum. Bu yaşlı adam yere serdiği bir İsfahan örtüsü üzerinde bir sürü eski eşya satıyordu. Merak edip durmuştum adamın sergisinin önünde. Sonra yüzüme acayip acayip bakıp “Elin kalem tutuyor mu, bileğin kuvvetli mi?” diye sormuştu. Ben de ona “İlginç şeyler yazıyorum” demiştim. Çatallı sesiyle “Al o zaman bunları!” deyip biri yeşil, biri siyah bu iki telefonu vermişti. İşte bu telefonlar onlar. Tabii, benimki prize bağlı. Sizinkiyse odanızdaki diğer bütün kablolar gibi bir kitaba. Neyse, şimdi kapatmam lazım. Yusuf gelecek birazdan. Ona bir şey belli etmeyin lütfen.

Alper: Olur, belli etmem. Bir şey soracağım?

Yazar: Buyurun.

Alper: Kaçı çevireceğim sizi ararken?

Yazar: Biliyorsunuz zaten

Alper: Doğru ya, biliyorum değil mi? Peki, kendinize iyi bakın.

Yazar: Siz de. Telefonunuzu bekleyeceğim.

Alper: Ben de. Ben de bekleyeceğim.

(Alper telefonu kapatır. Gidip somyaya oturur. Daktilo kendi kendine yazmaya başlar. Bu kısa bir süre devam eder. Sonra kapı açılır ve yazar olayların nasıl devam edeceğini düşünmeye başlar.)

                                                                             -14. Bölüm Sonu-

 

 

PAYLAŞ
DEĞERLENDİRİN
YORUM YAP