Canlı Yayın
Dinlediğini Paylaş

Kitap Ayracı

                                                                              KİTAP AYRACI

                                                                            -Radyo Tiyatrosu-

                                                                                   12.BÖLÜM 

(Sahaf dükkânının kapısı açılır. Yusuf içeriye girer. Yürüme sesi… Alper daktiloda yazmaktadır. Yusuf ses çıkarmadan, sessizce oturur. Alper kısa bir süre yazmaya devam eder.)

Alper: Aa! Yusuf. Hoş geldin.

Yusuf: Hoş bulduk Abi. Kusura bakma, böyle sessizce giriverdim içeri. Kapının camından gördüm, daktiloda yazıyordun, rahatsız etmek istemedim.

Alper: Fark etmemişim, kusura bakma. Bir şeyler yazarken, etrafta ne olup ne bitiyor, pek farkında olmuyorum. Bir şekilde nefes aldığım bu dünyadan çıkıp kurduğum o küçük dünyanın içine giriveriyorum ve burayla bağlantım kesiliyor. Yazdığım şeyler yaşadıklarım olsa bile başka bir gerçeklik içine alıyor beni. Yazının gerçekliği…

Yusuf: Ne yazıyordun Abi?

Alper: Küçük bir hikâye…

Yusuf: Bitirdin mi? Okumak isterdim.

Alper: Henüz bitmedi, bitirince okurum sana.

Yusuf: Olur, çok sevinirim. Senin nasıl bir dünyan var kendi içerinde merak ediyorum. Sadece küçük hikâyeler mi yazıyorsun?

Alper: Hayır. Bazen mektuplar uzaktaki dostlarıma, bazen içimi döktüğüm günlük yazılar, bazen de… (Durur)

Yusuf: Evet, bazen de...

Alper: Küçük oyunlar.

Yusuf: Nasıl yani? Tiyatro gibi mi?

Alper: Evet. Ama öyle sahnede oynanmak için değil. Küçük radyo tiyatroları… Dinleyici usul usul kendi dünyasını yaşarken bir radyodan gelen seslerin oluşturduğu hikâye onun zihninde nasıl görüntülere dönüşür? Bunu düşünmek hep heyecanlandırır beni.

Yusuf: Evet, düşününce bana da çok ilginç geldi. Sahne tiyatrosunda ve sinema perdesinde seslerin bir karşılığı var, izleyeni yönlendiren, hayal kurmasına izin vermeyen. Ama radyo öyle değil. Herkesin zihninde ayrı bir karşılığı olabilir.

Alper: Behçet Necatigil’in Pencere oyunu ne güzeldir. Dur ya, şuralarda bir yerdeydi. Geçen bulunca tekrar okumuştum. Tekrar rafına mı koydum yoksa. Aa… Bak nerde? Arkandaki rafta küçük, sırtı pembe bir kitap var, görüyor musun?

Yusuf: (Uzanıp alır) Bu kitap mı? Al Abi.

Alper: (Sayfalarını karıştırır) Bu kitap sende kalsın. Ben çok severim. İçinde Necatigil’in dört radyo oyunu var. İlk fırsatta oku. Necatigil’in dünyası özenlidir. Ne dediğimi daha iyi anlayacaksın.

Yusuf: Peki Abi, teşekkür ederim. Hemen okuyacağım. Bir dahaki geldiğimde konuşuruz o zaman.

Alper: Olur Yusuf.

Yusuf: O halde iznini isteyeyim Abi. Bugün birkaç çeviri yapmam lazım, yarına bekliyorlar.

Alper: Tamam Yusuf.  Hadi güle güle.

Yusuf: Allahaısmarladık Abi.

(Yusuf’un yürüme sesi, kapı kapanır.)

-12. Bölüm Sonu-

 

 

 

PAYLAŞ
DEĞERLENDİRİN
YORUM YAP