Canlı Yayın
Dinlediğini Paylaş

Kitap Ayracı

                                                                                         KİTAP AYRACI

                                                                                       -Radyo Tiyatrosu-

                                                                           6. BÖLÜM: 15 TEMMUZ ÖZEL YAYINI

 

Ülkemizde, kötülük odaklarınca gerçekleştirilmeye çalışılan ancak Türkiye Cumhuriyeti Devleti yönetimi, askerimiz, polisimiz ve milletimizin olağanüstü mücadelesiyle etkisiz hâle getirilen darbe girişimini konu ettiğimiz Kitap Ayracı programının 15 Temmuz Özel Yayınını dinliyorsunuz.

Bu yayını 15 Temmuz’un ilk şehidi, darbecilere ilk kurşunu atıp kahramanca şehit olan,  Piyade Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Halisdemir’e ve onun nezdinde tüm şehitlerimize ithaf ediyoruz.

(Gramofonda Hafız Burhan’ın içerisinde İstiklal Marşı’nın yer aldığı 45’lik plağı çalmaktadır. Sahafın cam kapısı hızla vurulur.)

Alper: Yusuf ya bu!.. Hayırdır inşallah… Bu saatte ne işi var burada bu çocuğun? (Gramafonu kapatır. Yürüme sesi… Kilidi açma sesi…) Bir şey mi oldu Yusuf? (Uçak sesleri duyulur…) Bu uçak sesleri de ne?

Yusuf: (Telâşla) F16’lar uçuyor… Çok alçaktan uçuyorlar… (Tekrar uçak sesleri…) İstanbul’da köprüler kapatılmış.

Alper: Allah Allah… Sakin ol Yusuf. Geç bakalım içeriye. (Yürüme sesi…) Otur şöyle, bir nefeslen. (Bardağa su dökme sesi…) Su içersin değil mi?

Yusuf: Teşekkür ederim. (Suyu içer.)

Alper: Bir bakalım neler oluyor? (Televizyonu açar. Kanallar arasında gezer. Eski televizyonda kanal değiştirme efekti…)

(NTV’de Başbakan’ın açıklaması…)

Alper: (Sinirli bir şekilde) Çılgınlık bu!

Yusuf: (NTV spikeri konuşurken) Neler oluyor? Kalkışma diyorlar. Kim kalkışıyor, neye kalkışıyor?

Alper: Endişelenme Yusuf, dur bakalım. Durumu bir anlamaya çalışalım.

(Uçak sesleri gelmeye devam ediyor… Televizyon kanalı değiştirme efekti…)

Yusuf: Aa… TRT’de yayın durmuş. Yoksa TRT’yi mi bastılar?  

Alper: Diğer kanalları bir gez bakalım Yusuf, oralarda durum ne?

Yusuf: Evet bir darbe girişimi olduğu kesin. Altyazıda TRT’de bildiri okunacağı yazıyor.

Alper: TRT’yi bir açalım Yusuf. Neymiş şu bildiri bir görelim...

(TRT’de Darbe Bildirisi okunur. Bildiri okunurken Alper aralara girerek aşağıdaki cümleleri söyler.)

Alper: (Hafif sinirle…) Anlaşıldı… Uzun süredir medyada da endişeyle dillendirilen şu mahut kesim. Bu adamlar çıldırmış olmalı. (Hayretle) Allah Allah… Ne zaman bu millet başını mevziden çıkarıp bu benim dese birileri hemen tepesine binmeye çalışıyor. (Ellerini açarak) Yarabbi! Senin inayetin olmazsa biz bu belaları atlatamayız, sen bize yardım et. Vatanımızı koru, Müslüman yurdunu ve bütün Müslümanları zelil etme.

Yusuf: Amin… Allah yardımcımız olsun. (TRT’de darbe bildirisinden birkaç cümle dinlenir…) Yalnız bu iş bayağı ciddi gözüküyor.

Alper: Öyle ama burada bir tuhaflık var. Bu bildiri sadece TRT’de okunuyor. Diğer kanalların hepsi darbeye aleyhte yayın yapıyor. Bu hadsizler korsan bildiri okuyorlar! (Bildiriyi dinler… Alper sinirlenerek) Şuna bak! Utanmadan anayasa ihlali, kanun ihlali diyorlar. Devletin kurumları görevlerini yapamıyormuş. Pehh! Milletin iradesini yok sayıyorlar. Milletin sağduyusunu küçümsüyorlar. Millet kime güveneceğini bilmiyor mu? Gaflet, dalalet, hıyanet içerisinde olan sizsiniz be! Gafiller! Sapkınlar! Hainler! Bu milletin, bu ülkenin başına ne felaket getirmek istiyorlarsa bunu devlet, hükümet yapmış gibi gösteriyorlar. Hiç utanmıyorlar!

Yusuf: (Telefona gelen bildirim sesi…) Abi, Boğaziçi köprüsünde tanklar araçları içlerindeki insanlarla eziyorlarmış.

Alper: Aman Allah’ım… Ne diyorsun sen Yusuf?!. Şuna bak… Korkuya dayalı yönetimmiş! Yuh be! Namussuzlar tepemizde F16 uçuruyor, tankları meydanlara sürüyor, köprüleri yolları kapatıyorlar, insanları eziyorlar, sonra utanmadan korkuya dayalı yönetim mavalları okuyorlar. (Bekler…) Devlet tüm imkânları önüne sersin, seni okutsun, sana eğitim versin, makam mevki versin, maaş versin, beslesin büyütsün, silah versin, tank versin, uçak versin, görev versin, sorumluluk versin sana; sen haddini bilmez alçak, milletin, devletin silahını, tankını, uçağını millete, devlete doğrult! Millet ana kuzusunu Peygamber ocağına göndersin, devlet varıyla yoğuyla mücadele etsin, uğraşsın dursun bu terör illetiyle; her gün askerlerimiz, polislerimiz şehit olsun, her gün ocaklara ateş düşsün; bu alçaklar da tüm bunlar olurken teröristlerle iş birliği yapsın, vatanı satsınlar… Sonra devlet bitirmedi öyle mi? Terörü bitirmeyenler de bu hainler! Devlete ilk defa mı ihanet ediyorlar sanki! İntihar ettiniz siz, intihar! Artık yoksunuz siz! (Biraz dinler, bekler…) Hukuk sistemi diyor ya! Sulh diyor ya! Sulhu millet sizden mi öğrenecek, bölünmez bütünlüğü siz mi sağlayacaksınız, siz mi devam ettireceksiniz devletin milletin bekasını! Siz kimin uşağısınız? Gerçi kimin uşağı olduğunuzu herkes çok iyi biliyor ya… (Sinirli bir şekilde) Yoksa açık artırmayla satacak mısınız bu vatanı bre namussuzlar! Bu devlet daha hangi tehlikeyle karşı karşıya kalacak! (Dinler, bekler…) Düşman dediğin karşı tarafındadır, bellidir. Bunlar bizim askerimizin kıyafetini giymiş hainler, alçaklar, teröristler! Millete ateş açan korkak gafiller, sapkınlar! Darbeye kalkışıp insan hakları diyebilecek kadar utanmazlar, hayasızlar!.. İtibarmış… İtibarı sizden mi öğrenecek bu millet! Türkiye’nin itibarının kime fazla geldiği, kimin bu itibarı lekelemek istediği belli! Yönetime el koymuşlarmış –Hıhh! Daha hukuk devleti diyorlar, siz mi kuracaksınız ulan hukuk devletini! Bunların emeli belli! Vatanı parçalayacaklar! İç savaş çıkaracak alçaklar! Mezhep savaşları çıkaracaklar! Etnik savaş başlatacaklar! Sünniyi, Aleviyi, Türkü, Kürdü, Arabı, Lazı, Gürcüyü, Çerkezi, Abazı… hepsini birbirine kırdıracaklar hainler! (Dinler, bekler…) Anayasal düzeni yeniden tesis edeceklermiş, yönetimden el çektiriyorlarmış. Yedirir miyiz ulan size bu devleti! Meşruiyetini kim kaybetmiş? Meşruiyeti olmayan söylüyor! Sıkıyönetimmiş! –Hıhhh! Sokağa çıkma yasağıymış… Hıhh! Allahü ekber… Görün bakalım hainler, sokağa nasıl çıkılıyormuş! Bu tasmalı köpekler mi darbe yapacak be!

Yusuf: (Bardağa su dökme sesi…) Abi sakin ol, bir su iç lütfen!

Alper: Sağ ol, Yusuf! (Uçak sesleri…) Bir dakka… Allah kahretsin! Bu alçaklar şimdi Cumhurbaşkanımıza da kastetmişlerdir! Devlete, millete kasteden hainler önce Cumhurbaşkanımızın peşine düşerler. Bu milletin onun sözünü dinleyeceğini bilir bu kahpeler! Kanalı değiştir Yusuf!.. Çabuk, kanalı değiştir. (Kanal değiştirme sesi…) Tayyip Beyden haber yok mu?.. İmanlı adamdır! Kaçmaz o! Milletine, ülkesine sahip çıkar! Mutlaka göstermiştir kendini. Çıkacaktır şimdi! Onu göreyim bir, ben de çıkacağım. Bir cümlesi yeter milleti sokağa dökmeye! Görsün o hainler, millet tankın tüfeğin karşısına nasıl dikiliyor!..

(Kanal değiştirme efekti… CNN’de Cumhurbaşkanı’nın çağrısı)

Alper: Oh… çok şükür! Allah’a şükür. Ne diyor bak! Milleti meydanlara çağırıyor. Bunları duydum ya yeter, hemen çıkıyorum. Allah razı olsun. Vakit geldi. (Uçak sesleri gelirken, sala sesi gelmeye başlar. Sala okunurken…)

Yusuf: Sala okunuyor.

Alper: Sala çağrıdır, biliyorsun değil mi Yusuf?.. Ümmeti, milleti çağırıyorlar. Sala bu topraklarda en son düşman zırhlılarının kuşatması sırasında milletçe destan yazdığımız Çanakkale Savaşı’nda, sonra da İzmir’in Yunanlılar tarafından işgalinde okunmuştu. Bu millet bu salaya hep cevap verdi. Yine cevap verecek Allah’ın izniyle. Ben gidiyorum Yusuf.

Yusuf: Nereye gidiyorsunuz?

Alper: Kızılay Meydanına… Ülkemi hainlere karşı savunmaya, milli iradeye sahip çıkmaya. Bu vatan, bu meydanlar milletindir bunu anlayacaklar! Milli iradeyi yok saymak ne demek görecekler!

Yusuf: Tanklarla, uçaklarla geliyorlar… Siz neyle savaşacaksınız?

Alper: Allah bize yeter! Yüreğimizdeki iman bize yeter!

Yusuf: Silahınız bile yok!

Alper: Ellerimiz var Yusuf. (Sala devam etmektedir… Alper kendi kendine düşük bir ses tonuyla…) Şüphesiz Allah, müminlerden canlarını ve mallarını kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır. Kimdir sözünü Allah’tan daha iyi yerine getiren?

(Minareden gelen ses: İmamın kutlu çağrısı…)

Yusuf: Ben de geliyorum!

Alper: Senin böyle bir vazifen yok Yusuf.

Yusuf: Ben de gelmeliyim. Mülk Allah’ındır. Allah rızasının olduğu her şey ve her yer benim vatanımdır. Mazlum milletler adına gelmeliyim seninle. Türkiye’ye bir şey olursa bütün Müslümanlar, bütün mazlumlar ağlayacak.

Alper: Sen ve senin gibi kardeşlerimiz sağ olsunlar, var olsunlar Yusuf. Allah senden razı olsun.

Yusuf: Allah senden ve bu güzel ülkeden, bu güzel ülkenin insanlarından razı olsun ve sizlerin yanında olsun.

Alper: Allah bu kutlu milletin yanındadır kardeşim, bundan hiç şüphe duymadım. Sen de duyma. Ve unutma Allah’ın Kahhâr ismi vardır; O her şeyi zıddı ile kahredendir. Bu hainleri de bu sadık milletle kahredecek, göreceksin. Haydi gidelim.

Yusuf: Haydi.

Alper: Allahüekber, Allahüekber ve lillahil-hamd. İnna lillahi ve inna ileyhi raciun.

(Meydanlardan insan sesleri, çatışma sesler, Allahüekber nidaları…)

 

                                                                                           -6. Bölüm Sonu-

 

 

PAYLAŞ
DEĞERLENDİRİN
YORUM YAP