Unutulmaz 10 Türk Filmi

Filmin Adı: Neşeli Günler

Oyuncular: Münir Özkul, Adile Naşit, Şener Şen, Mürüvvet Sim, Ayşen Gruda, Ahmet Sezerel, Oya Aydoğan, İhsan Yüce

Filmin Yönetmeni: Orhan Aksoy

Filmin Senaryosu: Sadık Şendil

Müzik: Melih Kibar

Filmin Türü: Komedi

            “Unutulmaz 10 Türk Filmi”nde bu hafta sizler için “Neşeli Günler” adlı filmi seçtik. Orhan Aksoy’un yönettiği “Neşeli Günler”in senaryosu Sadık Şendil’e, müziği Melih Kibar’a ait. Komedi türündeki filmin başrollerini, Adile Naşit, Şener Şen ve Ayşen Gruda paylaşıyor.

            Filmde Münir Özkul, “Kazım Efendi” adında fakir bir turşucuyu canlandırmaktadır. Adile Naşit ise Kazım Efendi’nin karısı “Saadet Hanım” rolündedir.  Şener Şen "Ziya” adında sürekli iş kurmaya çalışan ancak başarılı olamayan Kazım Efendi’nin kardeşidir.

            Kazım Efendi ve Saadet Hanım’ın altı çocuğu vardır. İkisi küçük bir turşu dükkânını beraber işletmektedir. Bir gün turşu suyu yüzünden kavga etmeye başlarlar Bu kavga boşanmaları ile sonuçlanır. Üç çocuk annesinde, üç çocuk babasında kalır. Saadet Hanım, başka bir semte taşınır. Ne Kazım Efendi ne de Saadet Hanım birbirlerinden ve çocuklarından haber alabilir. Bu iki aileyle sadece Ziya görüşmektedir. Ancak Ziya bu görüşmeleri Kazım Efendi ve Saadet Hanım’dan sürekli saklamaktadır.

            Aradan yıllar geçer. Bir gün Mehmet ve amcası Ziya arabayla eve dönmektedir. Mehmet birden arabadan iner ve genç bir erkekle tartışmaya başlar. Bu sırada gerçek ortaya çıkar. Ziya yeğenlerinin altısını da tanıdığı için tartışan kardeşleri tanır. Onlara  “Siz kardeşsiniz.” der. Böylece Ziya’nın her iki aileyi de idare ettiği anlaşılır.

            Ahmet ve Mehmet diğer kardeşlerini görmek için bir plan yaparlar ve altı kardeş bir pastanede buluşur. Eski günlerden konuşurlar, birbirlerini ne kadar özlediklerini anlarlar. En küçük çocuk olan Tuncay ise babasını merak etmektedir.

Kazım Efendi: Merhaba delikanlı!

Tuncay: Merhaba!

Kazım Efendi: Turşuları mı seyrediyorsun? Eşi yoktur benim turşularımın. Canın çektiyse gel bir bardak turşu suyu iç. Yo, para istemez. İkram… Göz hakkı derler buna, haydi gel. Benim de senin gibi oğullarım var. Gel, gel utanma hadi… Otur şöyle… Baban ne iş yapıyor senin?

Tuncay: Turşucuymuş.

Kazım Efendi: Turşucu muymuş? Kimmiş? Adı ne?

Tuncay: Kazım…

Kazım Efendi: Kazım mı?

Tuncay: Evet, siz benim babamsınız…

Kazım Efendi: Anlamadım.

Tuncay: Sizin oğlunuzum.

Kazım Efendi: Yani, sen benim…

Tuncay: Evet, oğlunuz Tuncay’ım ben…

Kazım Efendi: Tuncay… Yani benim en küçük oğlum… Bakayım, yavrum…

Tuncay: Babacığım, canım babacığım benim…

Kazım Efendi: Yavrum benim…

            Kazım Efendi, Tuncay’ı evine bırakırken diğer iki çocuğunu da görmek ister. Ablası Zeynep babasını görmeye gider ancak Ahmet, babaları onları hiç aramadığı için babasını görmek istemez ve buluşmaya gitmez. Kazım Efendi, Ahmet’in gelmemesine çok üzülür ve Ahmet’in çalıştığı kasetçi dükkânına gider. Ahmet, babasını görünce her şeyi unutur ve sarılırlar.

      Babalarında kalan üç erkek çocuklar Ömer, Yaşar ve Mehmet annelerini görmek ister. Bir gün annelerini görmek için evine gider. Saadet Hanım evlerine gelen bu üç delikanlıyı Ahmet’in arkadaşları sanır. Yaşar’ın “Anne” demesiyle evlatlarını tanır.

Kapı zili çalar.

Saadet Hanım: Ben açarım yavrum.

Saadet Hanım: Ahmet’i mi istediniz? Çağırayım. Zeynep çağır Ahmet’i arkadaşları geldi.

Kapıdakiler içeri girer.

Yaşar: Anne…

Müzik araya girer. Saadet Hanım ağlamaya başlar.

Saadet Hanım: Yavrularım. Ömer, Yaşar, Mehmet. Aman Allah’ım neredeyse kendi evlatlarımı tanımayacaktım. Hadi ne duruyorsun kızım çağır kardeşlerini. Canım yavrum hadi durma hadi… Gelin kardeşlerinizle tanıştırayım. Allah’a şükür bu günleri de gördüm.

            Sonunda tüm kardeşler beraber olmak istediklerini anlar. Bu yüzden anne ve babalarını birleştirmek isterler. Ancak Kazım Efendi ve Saadet Hanım’ı ikna edemezler. Bu sırada evin büyük kızı Zeynep, sevdiği genç Uğur’la evlenmek ister. Ancak Uğur’dan anne ve babasının boşanmış olduğunu saklar. Uğur ve ailesi Zeynep’i istemeye geldiklerinde Zeynep’in anne ve babasının ayrı olduğu anlaşılır.

            Altı kardeş bu duruma el koymak ister. Anne ve babalarını ikna etmek için çok uğraşırlar. Sonunda Kazım Efendi ve Saadet Hanım ikna olur. Yıllar önce turşu suyu yüzünden ayrılarak ne büyük bir hata yaptıklarını anlarlar, pişman olur ve tekrar evlenirler.

Kazım Efendi: Hadi çocuk ruhluyuz, hadi deliyiz hadi inatçıyız ama enayi değiliz. Bunca sene sonra birbirimize kavuşmuşken bizi artık turşu suyu değil turşu küpü bile ayıramaz.

Gülerler.