Canlı Yayın
Dinlediğini Paylaş

Yeşil Dünyamız

Merhaba, sevgili dinleyiciler.

Bu programımızda oldukça yavaş ilerleyen ancak etkileri çok derin olan bir doğal afete değineceğiz. Konu başlığımız "kuraklık".  

Kuraklık, doğal bir afet olarak meydana geldiğinde çok yavaş ilerliyor. Ancak insan eliyle hızlandırıldığında küresel bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü insan ve faaliyetleri suya bağlı.

 

Kuraklık genel olarak yağışın, yer altı veya yüzey sularının ortalamalarının altında olması olarak tanımlanıyor. Daha detaylı bir tanım ise Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi’nde yer alıyor: “Kuraklık, yağışların, kaydedilen normal seviyelerin önemli ölçüde altına düşmesi sonucu, arazi ve su kaynaklarının olumsuz etkilenmesine ve hidrolojik dengenin bozulmasına sebep olan bir doğa olayıdır.”

Kuraklık genellikle yavaş ilerler, ama uzun bir süreklilik gösterir. Bununla birlikte atmosferik tehlikeler içinde tahmini en az yapılabilen afet. Tüm bunlara bir de etkilerinin çok geniş olduğunu eklemekte fayda var.

Yüksek sıcaklık, şiddetli rüzgâr ve düşük nem miktarı gibi değişkenler birçok bölgede etkili olur. Nemli iklim tiplerine kadar her yerde görülebilen kuraklığın, literatürde kullanılan üç çeşidi var. Bunlar, meteorolojik, tarımsal ve hidrolojik kuraklık.

Detaylandırmak gerekirse meteorolojik kuraklık; uzun bir zaman içinde yağışın belirgin şekilde normal değerlerin altına düşmesi olarak tanımlanır. Nem azlığının derecesi ve uzunluğu meteorolojik kuraklığı belirler ve bölgeden bölgeye gelişiminde farklılıklar gözlenir. Örneğin, yağışın ve yağışlı gün sayısının belirli bir değerden az olması temeline dayanarak kurak periyotlar teşhis edilir. Bu hesap şekli, nemli subtropikal iklimler gibi yıl boyunca yağış alan yerler için uygundur.

Tarımsal kuraklık da meteorolojik kuraklığın çeşitli özellikleri ile yakından ilişkilidir. Toprakta bitkinin ihtiyacını karşılayacak miktarda su bulunmaması olarak tanımlanıyor. Nem kaybı ve su kaynaklarında kıtlık oluştuğu zaman meydana geliyor. Ürün miktarında azalmaya, büyümelerinde değişime ve hayvanlar için tehlikeye neden oluyor.

Son olarak hidrolojik kuraklık ise yeraltı su kaynakları, yüzey suları veya yağış periyotlarının etkisi ile ilişkilidir. Meteorolojik kuraklığın uzaması durumunda hidrolojik kuraklıktan söz edilir. Uzun süreli yağış azlığı, yer altı suları, nehirler ve göllerin seviyesinde keskin bir düşüşe sebep oluyor. Dolayısıyla insan, bitki ve hayvan yaşamı için büyük bir tehlike yaratıyor.

 

Şimdi kuraklığın etkilerini biraz detaylandıralım. İnsan ve faaliyetlerinin su kaynaklarına olan bağımlılığı nedeniyle çeşitli etkileri olduğunu söylemiştik. Bu etkiler nelerdir, bunlara bir bakalım.

Önce ekonomik etkilerine değinelim.

Süt ve çiftlik hayvanları kaybı, kereste üretiminde kayıplar, yiyecek üretiminde düşüş, tarımsal üretimin direkt bağlı olduğu endüstrilerde kayıplar, üretimdeki düşüşe bağlı işsizlik, böcek istilası, bitki ve ağaç hastalıkları, orman yangınları, nehir ve kanalların denizciliğe olan katkılarında kayıp, suyun taşınmasındaki pahalılık ve enerjide kaynak azalması gibi birçok etki sayılabilir.

Çevresel etkileri ile devam edelim.

Topraktaki su ve rüzgâr erozyonu, bitki alanlarına zarar, suyun kalitesine zarar, hayvan doğal yaşamlarına etki.

Sosyal etkileri ise; yiyecek kıtlığı, yoksullukta artış, göç, sosyal huzursuzluk ve kırsal alanlardaki yaşam seviyesinde düşüş.

 

Tüm bunlar göz önüne alındığında birtakım tedbirler almak gerekiyor. Burada bize düşen görevler neler olabilir, hatırlayarak programımızı noktalayalım.

Her şeyden evvel su kaynaklarımızı tasarruflu kullanmalıyız. Nüfus artışı dikkate alındığında dünya üzerinde yaşayan her bireyin, doğal bir kaynak olan, üstelik tükenebilir olan suyumuzu idareli kullanması gerekir.

Yapılan araştırmalara göre;

·      Bulaşıkları elde değil, makinede yıkayarak yılda 26-40 ton,

·      Diş fırçalarken ve tıraş olurken musluğu kapatarak yılda 48 ton,

·      Duş süresini 1 dakika azaltarak yılda 18 ton,

·      Tasarruflu rezervuar kullanarak, yani tuvalette kullanılan su deposunu tasarruflu olanından tercih ederek yılda 17 ton,

·      Her saniye bir damla su akıtan musluğu tamir ettirerek, yılda 1 ton suyu kurtarabiliriz.

 

 

Unutmayalım sevgili dinleyiciler,  kuraklık engellenemeyen ama çeşitli önlemlerle etkileri azaltılabilen bir afettir. Bu nedenle uzun süreli çözümler üretilmesi gerekir. Zaten dünya geneline bakıldığında, tecrübeli ülkelerin bu konuyu risk yönetimi olarak ele aldığını görmek mümkündür. Bu haftalık da bize ayrılan sürenin sonuna geldik. Bir sonraki görüşmemize dek esenlikler diliyoruz. 

PAYLAŞ
DEĞERLENDİRİN
YORUM YAP