Canlı Yayın
Dinlediğini Paylaş
Anasayfa Programlar Bestelenmiş Şiirler Bestelenmiş Şiirler

Bestelenmiş Şiirler

                                                                               BESTELENMİŞ ŞİİRLER 

                                                                                          3.BÖLÜM 

Değerli dinleyicilerimiz Türkçenin Sesi Radyosundan merhabalar, saygılar, sevgiler… Efendim bir programda daha sizlerle birlikteyiz. Bestelenmiş Şiirler isimli programımızı beğeniyle takip ettiğinizi umuyoruz. Her hafta farklı bir şairimizi konu ediyor, unutulmaz eserlerini sizlerle buluşturuyoruz. Bir sanatkar için eserlerinin dilden dile dolaşması kadar sevindirici ne olabilir?.. 

Bu hafta yine Türk Edebiyatının önemli bir ismine değineceğiz. Birçok türde önemli eserlere imza atan fakat daha çok aşk şiirleriyle anılan bir şairden, Attila İlhan’dan bahsediyoruz. 

Attilâ İlhan, şiir anlayışını şöyle açıklar: “Şiirin kelimelerle değil, imgelerle yazıldığını bilen şairler için, kelime, diyalektik bir ilişkiler yumağıdır; bir kere, anlatacağı imgeyle ikincisi aynı imgeyi anlatmakla görevli öteki kelimelerle, üçüncüsü mısra içindeki özel şiir içindeki genel ses uyumuyla, dördüncüsü imgelerarası birlik ve karışıklıkların gelişme süreciyle bağlantılıdır. Çünkü (…) kelimenin önemi, imgenin somutlaşmasında oynayacağı role göre değişir, bu rolü belirleyen ise kelimenin çağrışım yükü, anlam boyutları ve imgeyle olan diyalektik bağlantısıdır.” 

İlk şiiri “Balıkçı Türküsü”, ilk şiir kitabı ise 1948’de yayımladığı “Duvar”dır. 1946’da Cahit Sıtkı’nın “Otuz Beş Yaş” şiiriyle birinci olduğu şiir yarışmasında “Cebbaroğlu Mehemmed” şiiriyle ikincilik alarak edebiyat dünyasında adını duyurmuştur. 

Attila İlhan’ın şiirleri liriktir. Şiirlerinde derin bir hayal örgüsü vardır. Şiirlerinde toplumsal olaylar destansı bir nitelikte işlenir. Kişisel ve toplumsal duyguları imge zenginliği içinde ve değişik müzikler oluşturarak verir. Şiirlerinde barış, özgürlük, adalet, insan sevgisi, gelecek umudu gibi toplumsal konuları işlediği gibi; yalnızlık, aşk, umutsuzluk, ölüm gibi bireysel konuları da işlemiştir. İlk şiirlerinde Divan edebiyatının ve Halk edebiyatının ses ve biçim özelliklerinden yoğun ölçüde yararlandığını da söyleyebiliriz. 

Sözü çok uzatmadan Attila İlhan’ın gelenek ile dil, üslup bağlamında ilişkisini ortaya koyan eseri ‘Sultan-ı Yegah’ ile devam edelim. Önce eseri şiir olarak seslendirelim ardından Ergüder Yoldaş’ın bestesi ve Nur Yoldaş’ın yorumuyla eseri sizin beğeninize sunalım.

 

Şiir: Sultan-ı Yegah

Şair: Attila İlhan

Şiiri Seslendiren: Alper Tuna

Beste: Ergüder Yoldaş

Yorum: Nur Yoldaş

 

Sultan-ı Yegâh

 

şamdanları donanınca eski zaman sevdalarının

başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegâhın

nemli yumuşaklığı tende denizden gelen âhın

gizemli kanatları ruhta ölüm karanlığının

başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegâhın

 

yansıyan yaslı gülüşmelerdir karasevdalı suda

bülbüller kırılır umutsuzluktan yalnızlık korusunda

eylem dağılmış gönül tenha çalgılar kış uykusunda

ölümün tartışılmazlığı nihayet anlaşılsa da

başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegâhın

 

bir başkasının yaşantısıdır dönüp arkamıza baksak

çünkü yaşadıklarımız başkasının yargısına tutsak

su yasak rüzgâr yasak açık kapılar yasak

belki bu karanlıkta yasakları yasaklasak

başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegâhın 

                                                                               ***

Attila İlhan’ın söyleyiş bakımından her dönemde ilgi çeken iki şiiri vardır. Onlar ‘Ben Sana Mecburum’ ve ‘Üçüncü Şahsın Şiiri’ isimli eserlerdir. Anlam zenginliği bağlamında çok derin içeriğe sahip olmasalar da bu iki şiir gerçekten okuyuş ve dokunuş olarak ilginç bir etkiye sahiptir. Bu iki şiirden kısa örnekler verelim mi? Ne dersiniz?..

 

Ben sana mecburum bilemezsin

Adını mıh gibi aklımda tutuyorum

Büyüdükçe büyüyor gözlerin

Ben sana mecburum bilemezsin

İçimi seninle ısıtıyorum… 

 

///

 

gözlerin gözlerime değince

felâketim olurdu ağlardım

beni sevmiyordun bilirdim

bir sevdiğin vardı duyardım

çöp gibi bir oğlan ipince

hayırsızın biriydi fikrimce

ne vakit karşımda görsem

öldüreceğimden korkardım

felâketim olurdu ağlardım… 

Attila İlhan 1940’lı yıllardan bugüne yazdığı şiirleriyle günümüzde de birçok müzisyenin ilgisini çekmiş olmalıdır ki, eserleri halen bestelenmekte ve değerlendirilmektedir. Bu cümleye uygun olarak dilerseniz biz de şimdi Türk Pop Müziğinin genç bir sesine kulak verelim. ‘Ağustos Çıkmazı’ adlı bu eseri Yaşar bestelemiş ve yorumlamış. Bize de bu şiiri seslendirmek kalmaktadır. Öyleyse hiç beklemeden önce şiiri okuyalım ardından Yaşar’ın yorumuyla şiirin bestelenmiş halini sizlere sunalım.

 

Şiir: Ağustos Çıkmazı

Şair: Attila İlhan

Şiiri Seslendiren: Alper Tuna

Beste ve Yorum: Yaşar

Ağustos Çıkmazı 

Beni koyup koyup gitme, n'olursun 
Durduğun yerde dur 
Kendini martılarla bir tutma 
Senin kanatların yok 
Düşersin yorulursun 
Beni koyup koyup gitme, n'olursun 

Bir deniz kıyısında otur 
Gemiler sensiz gitsin bırak 
Herkes gibi yaşasana sen 
İşine gücüne baksana 
Evlenirsin, çocuğun olur 
Beni koyup koyup gitme, n'olursun 

Elimi tutuyorlar ayağımı 
Yetişemiyorum ardından 
Hevesim olsa param olmuyor 
Param olsa hevesim 
Yaptıklarını affettim 
Seninle gelemeyeceğim Attilâ İlhan 
Beni koyup koyup gitme, n'olursun.

                                                                               *** 

Değerli Türkçe Dostları, unutmadan şunu ifade etmeliyiz ki; eserlerini sunduğumuz şair, bestekar ve yorumcuların çalışmaları burada dinlediklerinizden ibaret değildir. Bestelenmiş Şiirler isimli programımızda sadece iki esere yer veriyoruz. Amacımız, haberdar etmek, modern tabirle farkındalık oluşturmak. Bunu ne derece becerebilirsek o kadar kendimizi mutlu hissedeceğiz. 

 

Sevgili dinleyicilerimiz programımızın bu hafta da sonuna geldik. Haftaya bir başka şairimizden bahsetmeye ve eserlerinden örnekler sunmaya çalışacağız. Tekrar siz değerli dostlarımıza saygı ve sevgilerimizi sunuyor, müzik ve şiir dolu günler diliyoruz. Hoşça kalınız.

PAYLAŞ
DEĞERLENDİRİN
YORUM YAP