Hayatın İçinden Türkçe

Cahit işten çıkıyor ve eve gidiyor.

Cahit: Alo, canım merhaba. Nasılsın?

Leyla: İyiyim canım, akşam için yemek yapıyorum.

Cahit: Aa… Sen evde misin? 

Leyla: İşten erken çıktım bugün. Akşam annemler geliyor. Unuttun mu?

Cahit: İyi ki söyledin. İşten çıktım ben de şimdi, eve geliyorum. Bir şey lazım mı?

Leyla: Hiç meyvemiz yok.

Cahit: Peki, birkaç çeşit meyve alayım o zaman.

Leyla: Tamam canım. Haa… Cahit.

Cahit: Efendim…

Leyla: Meyveleri bizim sokaktaki manavdan al. Orada meyveler çok taze oluyor.

Cahit: Peki canım, oradan alacağım zaten. Haydi, kapatıyorum şimdi telefonu.

Leyla: Peki, geç kalma.

Cahit: Hoşça kal canım.

Leyla: Hoşça kal.

-*--

Cahit, manava uğruyor.

Cahit: Hayırlı işler, kolay gelsin.

Manav: Teşekkürler, ağabey hoş geldin!

Cahit: Bir kilo muz ne kadar?

Manav: 5 lira.

Cahit: 3 kilo alayım.

Manav: Hemen veriyorum ağabey…

Manav: Başka bir şey lazım mı? Çileğimiz yeni geldi.

Cahit: Yok yok… Çilek almayacağım. Portakal ne kadar?

Manav: Portakalın kilosu da 2 lira.

Cahit: 3 kilo da portakal ver.

Cahit: Biraz da armut alayım. Kilosu kaça?

Manav: Bal armudu var, kilosu 2 lira. Ankara armudu var, onun da kilosu 4 lira.

Cahit: 2 kilo da Ankara armudu alayım.

Manav: Tabii, hemen veriyorum.

Cahit: Borcum ne kadar?

Manav: 3 kilo muz 15… 3 kilo portakal 6… 2 kilo armut da 8 lira. Toplamda… 29 lira.

Cahit: Buyur…

Manav: Eyvallah ağabey, bu da para üstü… Allah bereket versin.

Cahit: Bereketini gör, hayırlı işler!

Manav: Sağ ol ağabey, yine bekleriz.