Karagöz ve Hacivat ile Atasözlerimiz
2.BÖLÜM
Off ya hak!..
Gönül verdik perdeye dost, başlayan bir gazeldir
Hüner değilse de dünyaya gelmek ne güzeldir
Ölümlüymüş dünya, neler gelmiş neler geçmiş
Hüner, geçmişi gününde görüp güldürmededir
Gülen pek az, ağlayan ne çok,
Hüner, gölgede solmadan açmayı bilmededir.
Hacivat: Ah efendim, ne olurdu şu dört köşe perdede bana da bir arkadaş olsa, eli temiz, yüzü temiz, sözleri tatlı.
Karagöz: Hoş geldin keçi suratlı.
Hacivat: Geliverse şu meydana… O söylese ben dinlesem, efendim haddim olmayarak bendeniz söylesem bizi seyreden dostlar gülseler eğlenseler. İş ne imiş diyelim, işimizi mevlam rast getire… Gelse o çeşm-i siyahım handeler peyda olur.
Karagöz: (Pencereden bakarak) Hacivat, hayırdır yahu sala mı okuyorsun?
Hacivat: Ah bana bir eğlence medet!..
Karagöz: Allah versin, hadi başka kapıya.
Hacivat: Yar bana bir eğlence…
Karagöz: Hacı cav cav aşağıya gelirsem gösteririm sana eğlenceyi!
Hacivat: Yar bana bir eğlence…
Karagöz: Ne yapayım! Ne olacak?
Hacivat: Canım efendim, serpuş almıştım.
Karagöz: Sarhoş oldunsa bana ne?
Hacivat: Canım sarhoş değil, serpuş, serpuş...
Karagöz: İyi yahu, ondan da bana ne?
Hacivat: Yahu, öyle mi derler?
Karagöz: Ya nasıl derler?
Hacivat: "Güle güle giy, başında paralansın!" derler.
Karagöz: Peki! Güle güle giy, başında paralansın!
Hacivat: Dönüşte odun deposunun önünden geçiyordum. Bari birkaç çeki de odun alayım, dedim. Aldım, eve gönderdim.
Karagöz: Güle güle, başında paralansın!
Hacivat: Yahu sus! Bu serpuş değil, odun aldım odun!
Karagöz: İyi ya, güle güle işte başında paralansın.
Hacivat: Canım efendim, öyle denmez!
Karagöz: Ya ne denir?
Hacivat: "Güle güle yak, otur da külüne bak!" denir.
Karagöz: Ha… Peki... Güle güle yak, otur da külüne bak!
Hacivat: Derken efendim, geçen günkü yağmur… Nasıl yağdı mübarek, şiddetinden evin kiremitleri filan kırılmış, bütün yağmur suyu evin içine akmış. Bari bir iki dülger çağırayım da hem çatıyı aktarsınlar, hem de evi elden geçirsinler, dedim. Velhasılıkelam evi bir güzel yaptırdım.
Karagöz: Güle güle yak. Otur da külüne bak!
Hacivat: Aman ne yaptın birader?
Karagöz: Güle güle yak. Otur da külüne bak.
Hacivat: Canım efendim, öyle demezler!
Karagöz: Ya ne denir?
Hacivat: "Oh oh! Maşallah pek memnun oldum, güle güle oturunuz, içinden hiç eksik olmayınız.”
Karagöz: Oh oh! Maşallah pek memnun oldum. Güle güle oturunuz, içinden hiç eksik olmayınız.
Hacivat: Eksik olma Karagöz'üm! Derken efendim, evimin tamir edildiğini gören alacaklılardan biri, “Hacivat zenginleşmiş de ev yaptırıyor, gidip alacağımı isteyeyim” diye para almaya geldi. Benim param tükendiğinden alacaklıyla boğaz boğaza kavga ettik. İkimizi mahkemeye götürdüler, mahkemenin sonunda ikimizi de hapse attılar.
Karagöz: Oh oh! Maşallah, pek memnun oldum. Güle güle oturunuz, içinden hiç eksik olmayınız.
Hacivat: Yahu öyle denmez!
Karagöz: Ne denir, ne bileyim ben köftehor!
Hacivat: "İnşallah efendim, yakında biri sebep olur da çıkarır. Siz merak etmeyin, ötekini de çıkarırlar!" denir.
Karagöz: İnşallah efendim, yakında biri sebep olur da çıkarır. Siz merak etmeyin ötekini de çıkarırlar!
Hacivat: Aferin Karagöz'üm. Sonra efendim, iyice uğraştıktan sonra bizi hapisten çıkardılar. Ben o sevinçle koşa koşa eve gidiyordum. Fırından ekmek çıkıyormuş, acele ile fırının kenarından koşarken küreğin sapı bir gözüme dokunup çıkarmaz mı?
Karagöz: İnşallah efendim, yakında biri sebep olur da ötekini de çıkarır. Siz merak etmeyin!
Hacivat: Canım öyle denmez!
Karagöz: Ya ne denir?
Hacivat: "İnşallah şifa bulursunuz, yakında iyileşirsiniz" denir. Lakin ben boşa anlatıyorum. Sağır duymaz uydururmuş.
Karagöz: Ben sağır değilim ki köftehor…
Hacivat: Aman efendim, öyle demek istemedim. Bu atasözü diyor ki, bir olayın içyüzünü bilmeyen kimse, görünüşe göre bir sonuca varır; vardığı sonucu da doğru sanır. Ya da işine geleni anlar.
Karagöz: : Hay hay… Sen söyle ben işime geleni anlayayım.
-2.Bölüm Sonu-