Canlı Yayın
Dinlediğini Paylaş

Yeşil Dünyamız

                                                                     Su Tasarrufu

Öyle güzel, öylesi özel, öylesine aziz… 

Vereni çok olsun diye dilenen,  hayat memat meselesi…

Su; bu haftaki programımızın konusu. Suyun önemi ve onu korumak için neler yapabileceğimizden bahsedeceğiz. 

Su, en küçük canlı organizmadan, en büyük canlı varlığa kadar, bütün biyolojik hayatı ve bütün insan faaliyetlerini ayakta tutan maddedir. 

İnsan organizmasının önemli bir kısmını su oluşturur. Kan dolaşımı, zararlı maddelerin atılması gibi görevler için suya ihtiyaç vardır. Bu işlerin sağlıklı bir şekilde yapılması için bir insanın günde en az 1.5 litre su ihtiyacı bulunur. 

Öte yandan, dünyamızın 3/4 'ü su ile kaplı. Bu suların ancak %2,5'i tatlı su. Bunun da %70'i buzullarda, toprakta, atmosferde, yeraltı sularında bulunuyor… Yani yeryüzünün dörtte üçü su olduğu hâlde, içilebilir su kaynağımız son derece kısıtlı.

Dünya nüfusu hızla artıyor fakat kaynaklarımız sabit. Bu da bizi su tüketirken tedbirli olmaya itiyor. Yani suyu tasarruflu kullanmamız gerekiyor. 

Evlerimizde suyun % 35'ini banyoda, % 30'unu tuvalette, % 20'sini çamaşır ve bulaşık yıkamada, %10'unu yemek pişirme ve içme suyu olarak, % 5'ini ise temizlik maksadıyla kullanıyoruz. Ama nasıl? Su kaynaklarını doğru şekilde değerlendirmeliyiz. Aksi takdirde arkamızda kurak bir dünya bırakacağız.  

O hâlde şimdi “Suyu korumak için ne gibi tedbirler alabilir, hangi pratik yöntemleri kullanabiliriz?” sorusunun cevabını aktarmaya çalışalım.

• Öncelikle su kaynaklarını kirletmemeliyiz.

• Suyu boş yere akıtmamalıyız. 

• Bozuk musluk ve sifonlarımızı hemen tamir ettirmeliyiz. Çünkü her saniye, bir damla su damlatan musluk, yılda 1 ton su harcıyor. 

• Diş fırçalarken, tıraş olurken, ellerimizi sabunlarken suyu kapatmalıyız. Bu işleri yaparken musluğu sadece ihtiyacımız olduğunda açmalıyız. Aksi hâlde boşa giden su miktarı, kişi başına ortalama 12 tonu buluyor.  

• Musluklarda ve duş başlıklarında su akışını azaltan, ancak su basıncını arttıran yeni sistemleri kullanabiliriz. 

• Küvette yıkanmak yerine, kovadan veya ekonomik başlığa sahip duşla yıkanmayı tercih edebiliriz. Çünkü bir duşta ortalama 50 litre su, bir küvetli banyoda 150 litre su tüketiliyor. 

• Bulaşıkları elde yıkamak yerine bulaşık makinesinde yıkamayı tercih etmeliyiz. Çünkü 4 kişilik bir aile, günlük bulaşığını elde yıkadığında, ortalama 85-125 litre su harcıyor. Oysa bulaşık makinesi aynı bulaşığı sadece 12 litre su ile yıkıyor. Böylece, bir yılda ortalama 25-40 ton su tasarruf ediliyor. 

• Sebze ve meyvelerimizi yıkarken de, yiyeceklerimizi su dolu bir kapta biraz bekletip yıkarsak çok daha az su tüketmiş oluruz. 4 kişilik bir aile bu yöntemle yılda ortalama 18 ton su tasarruf edebiliyor.   

• İçme suyu dışındaki suları birkaç kez kullanmaya çalışabiliriz. Mesela, sebze ve meyveleri yıkadığımız suyla çiçekleri veya bahçeyi sulayabiliriz. 

• Kapı önü, balkon, merdivenler, teras gibi yerlerin temizliğinde hortumla su tutmak yerine süpürge kullanmalıyız ya da temizliği kova ve sünger kullanarak yapmalıyız. Unutmayın! Hortumla yıkama, yaklaşık 550 litre su tüketimi demek. 

• Bahçe sulamak için de buharlaşmanın az olduğu sabah ya da akşamüstü saatlerini tercih edebiliriz. Bu, gereksiz su kaybını önleyeceği gibi, bilinçsiz sulamadan dolayı bahçemizdeki çiçeklerin, yeşilliklerin ve ağaçların yok olmasını da önler. 

 

Kendi çabalarımızla alabileceğimiz önlemlerden bazılarını aktardıktan sonra suya başka bir açıdan daha bakalım. Cana can katan su, kirlendiğinde can alıcı olabiliyor. Tifo, sarılık, dizanteri gibi hastalıklar kirli suyla insana bulaşıyor. 

Dünya Sağlık Örgütü’nün verileri her yıl 3,5 milyon insanın sudan kaynaklanan hastalıklar nedeniyle yaşamını kaybettiğini gösteriyor. Yine bu verilere göre; her yıl yüzde 90’ı beş yaşın altında çocuklar olmak üzere 1 milyon 800 bin insan ishal nedeniyle yaşamını yitiriyor. Yüzde 90’ı beş yaşın altında çocuklardan oluşan 1 milyon 300 bin insan ise sıtma nedeniyle hayatını kaybediyor. Akarsularla taşınan kirlilik sonucu okyanuslara her yıl 20.000 ton atık boşaltılıyor. Bunları paylaşma sebebimiz hâlâ yapabileceğimiz bir şeyler olduğunu hatırlatmak. Henüz vakit varken harekete geçmek.

Bu haftalık da bu kadar sevgili dostlar. Unutmayın! “Su varsa hayat var”.

PAYLAŞ
DEĞERLENDİRİN
YORUM YAP